17 Ocak 2009 Cumartesi

Radyoterapi ve Cinsellik

KADINLAR İÇİN : Pelvis (kalça) bölgesine uygulanan radyoterapi, yumurtalık faaliyetlerini etkiler. Yumurtalıkların faaliyeti çok küçük dozlardan bile etkilenir ve birkaç tedavi ile tamamen durabilir. Hasta genç ve ileride doğum yapmayı düşünen biri ise, küçük bir cerrahi girişimle yumurtalıkların tedavi alanı dışına çekilip, tedavi sonrası tekrar eski yerlerine getirilmesi mümkündür. Ama Meme Kanseri gibi hormon bağımlı tümörlerde yumurtalık faaliyetlerini sonlandırmak için özellikle bu bölgeye tedavi verildiği de olur ve bu, kendi başına bir tedavi yöntemidir.Yumurtalıklara radyoterapi uygulanması, menapoza neden olur. Bu yavaş yavaş ve birkaç ay içinde belirir. Menapoz, sıcak basmaları, ani bastıran terlemeler, cilt kurulukları, vajinal kuruluk gibi belirtilerle ortaya çıkar. Bu belirtileri hafifletmek için doktorunuz size yardımcı olacaktır. Bu gibi durumlarda bir jinekolog desteği de faydalı olacaktır, ama jinekoloğun asıl hastalığınızdan ve menapoz sebebinden mutlaka haberi olmalıdır. Çünkü klasik menapoz belirtilerine yönelik hormonal tedavi, asıl hastalığınız için çok tehlikeli olabilir.Vajinal bölgeyi içeren radyoterapi uygulamaları sonrası vajinal kuruluk ve nadiren daralma olabilir. Tedavi sonrası vajinayı esnetecek genişletici, yağlayıcı kremler kullanmanız gerekebilir. Bunların ne şekilde kullanılacağı size doktorunuz ve hemşireniz tarafından anlatılacaktır. Başlangıçta cinsel ilişki rahatsızlık verici olabilir. Bu durumda da vajinayı yağlandıran maddeler kullanılabilir. Düzenli cinsel ilişki, vajinanın açılmasına, genişlemesine yardımcı olacaktır. Ama birçok kadın radyoterapinin yan etkileri altında iken düzenli cinsel yaşama dönmeye kendilerini hazır hissedememektedirler. Bu çok doğal bir tepkidir ve tedavinin yan etkileri geçtikçe, hem cinsel ilgi geri gelecek, hem de ilişki sırasındaki rahatsızlık hissi kaybolacaktır.Bu yan etkiler özellikle menapoza hazır olmayan genç hanımlar için üzücü ve sıkıntı verici olabilir. Korku ve endişelerinizi varsa eşinizle ve doktorunuzla çekinmeden konuştuğunuz oranda bu sorunların azalacaktır.
ERKEKLER İÇİN :
Erkeklerde testisler bölgesinin ışınlanması da benzer şekilde, düşük dozlarda bile üreme faaliyetlerini etkiler. Genç hastalar için gerektiğinde, testisleri bir elbise gibi saran, özel kurşun koruma kalıpları hazırlanır.Hastalık hakkındaki endişelere radyoterapi endişeleri ve yan etkilerinin de eklenmesi, yaşadıklarınızın sizi cinsellik düşünemeyecek kadar üzüp, yorması gibi faktörler geçici iktidarsızlık sorunu yaratabilir. Cinsel ilginiz (libido) azalabilir. Bu etkiler tedavinizin bitimini izleyen birkaç hafta içinde de izlenebilir ve sıkıntı verici bir durumdur. Sorunlarınızı varsa eşinizle ve hiç çekinmeden doktorunuzla konuşmanız, herşeyin yoluna girmesi sürecini hızlandıracaktır.
DOĞURGANLIK :
Radyoterapi uygulamalarının çoğunluğu cinsel isteklerinizi ya da çocuk yapma fonksiyonlarınızı etkilemez. Radyoterapi görmüş anne-babalardan birçok sağlıklı bebek dünyaya gelmiştir ve geçmişte radyoterapi almış olmanın anormal bebek dünyaya getirmeye yol açmadığı kesinlikle ortadadır. Ancak bayanlar için yumurtalıklara, erkekler için testislere isabet eden radyoterapinin geçici ya da kalıcı kısırlık riski vardır. Doktorunuz bu durumu tedavinizden önce sizinle görüşecek ve bu konuda onayınızı almadan tedaviye başlayamayacaktır. Bu durum özellikle çocuk sahibi olmayı isteyen genç insanlar için çok üzücü olabilir. Bu görüşmede varsa eşinizin de bulunması yararlı olacaktır.Erkekler için testislerin ışınlanması gerekli olan durumlarda, tedaviye başlamadan önce özel bir yöntemle spermlerin dondurularak eşler çocuk yapmaya hazır olana kadar depolanıp yıllarca bekletilebildiği metodlar vardır. Bu işlem henüz ülkemizde bulunmayan sperm bankaları yoluyla gerçekleştirilir. Testislerin özellikle ışınlanması gerekmiyor da sadece tedavi alanı içinde kaldığı için doz alıyorsa, özel kurşun koruma kalıpları ile testisleri radyasyondan korumak mümkündür.Bayanlar için ise ileride çocuk sahibi olma planı varsa, radyoterapi öncesi küçük bir cerrahi işlemle yumurtalıkların tedavi alanı dışına alınması, tedavi sonrası da eski yerine getirilmesi mümkündür. Yumurtalıkların da tedavi görmesi gerekli olgularda tedavi sebebiyle kısırlık olasılığı yüksek olsa da, her zaman kesin değildir ve bu nedenle tedavi süresince uygun bir doğum kontrol yönteminin kullanılmasında fayda vardır. Çünkü radyoterapi süresince ya da kısa bir süre sonrasına kadar geçen dönemde hamilelik durumunda bebeğin zarar görmesi ihtimali vardır.Kısırlık ihtimali ya da benzeri herhangi bir radyoterapi yan etkisini kabullenmeniz kolay olmayabilir. Bu konuda konuşmayı istemeniz de zaman alabilir. Ama kendinizi hazır hissettiğinizde, tüm hislerinizi varsa eşinizle, yakın bir arkadaşınızla ve her zaman için doktorunuzla paylaşmanız, kendinizi çok daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Bazı insanlar bu tür konuşmalar için, daha önce tanımadıkları insanları tercih ederler. Sizinle benzer tedavi gören bir başka hasta ile duygularınızı paylaşmanız da rahatlatıcı olabilir.

Radyoterapi

Radyoterapi, iyonlaştırıcı ışın kullanarak kanser hastalığının tedavisidir. Hedef tümörlü dokunun yok edilmesi ve bu sırada da normal dokuların korunmasıdır. Bu konu ile ilgili bilim dalına Radyasyon Onkolojisi adı verilir. İyonlaştırıcı ışınların biyolojik etkilerini Radyobiyoloji bilim dalı inceler. Radyoterapi kanser tedavisinde tek başına ya da cerrahi ve/veya kemoterapi ile birlikte kullanılabilir. Cerrahi tedavi ile benzer sonuçlar elde edilen hastalıklarda organın korunmasını sağlayıp, dolayısı ile fonksiyon kaybını önlediğinden tercih edilebilen tedavi yöntemidir.


Konu başlıkları

* 1 Radyoterapi Nasıl Uygulanır
* 2 Gama Işını ve Kobalt Terapi Sistemleri
* 3 Radyoterapi Tedavisinin Planlanması
* 4 Radyoterapi Süresince Yaşananlar
* 5 Dış Bağlantılar

Radyoterapi Nasıl Uygulanır [değiştir]

Radyoterapide kanser hücrelerinin bölünmesini engellemek amacıyla iyonizan radyasyon (yüksek enerjili fotonlar yada hızlandırılmış subatomik partiküller) kullanılır.Absorbe edilen radyasyonun birimi geçmişte ‘rad’ olarak tanımlanmaktaydı.Bu tanımlama yaklaşık son 30 yıldır GRAY -Gy- olarak değiştirilmiştir.1 Gy, 1 kg dokuda absorblanan 1 joule'lük enerji miktarıdır. Radyoterapi gören bir hasta tedavi süresine göre 40-70 Gy'lik radyasyon dozuna maruz kalacaktır. Karşılaştırma yapılacak olursa modern mammografi aygıtlarında film çekmek için maruz kalınan x-ışını miktarı-dozu yaklaşık olarak 0.1 ile 0.2 mili Gray arasındadır. Radyoterapi esnasında, uygulanan bölgeye x veya gamma ışınları veya hızlandırılmış subatomik partiküller ile belirli oranda bir enerji verilmektedir. Hedef;oluşturulacak iyonizasyonlarla hücrelerin genetik materyallerini-DNA- bozarak, bölünmelerini engelleyerek mitotik hücre ölümüne yada Apoptozis yolu ile hücre ölümüne yol açmaktır. Radyasyonun kanserli hücrelerin yanında sağlıklı hücrelerin DNA'larında hasar oluşturmasına rağmen, sağlıklı hücreler kendilerini tamir ederek tekrar fonksiyonel hale gelebilirler.Radyasyonun hücre DNA sında oluşturduğu etki,fotonun ya doğrudan DNA yı oluşturan bazların aralarındaki kimyasal bağları iyonize ederek,DNA bacağının doğrudan kırılmasına bağlıdır.Yada hücre icerisinde bulunan su moleküllerinde oluşan iyonizasyon sonucu ortaya çıkan serbest radikallerin gene DNA'nın yapısından elektron kopartması ile oluşturduğu kırıklar yolu ile dolaylı yoldandır.Bir kısım kırıklar subletal-ölüme neden olamayacak- hasar oluşturur.Bu durumda hücrenin kendini tamir yeteneğine bağlı olarak hasar giderilebilir.Bu daha çok kanserli olmayan hücreler için geçerlidir.Kanserli hücrelerin önemli bir kısmı bu yeteneğe sahip değildir.Bunun sonucunda biriken subletal hasarlar hücrenin ölümüne yol açar.Oluşan bir kısım hasar ise, ortamın özellilerine bağlı olarak, yani hücrenin bulunduğu fiziksel veya kimyasal koşullara bağlı olarak, ölüme yol açabilir yada tamir olayını başlatabilir. Ameliyatlarda olduğu gibi radyoterapi de lokal bir tedavidir ve sadece uygulanan bölgedeki hücreleri etkiler. Radyoterapi cilt, beyin, meme, prostat ve rahim kanseri tedavilerinde etkin olarak kullanılmaktadır. Ayrıca lenf ve kan kanseri tedavisinde de kullanılır.

Eksternal radyoterapi-Harici radyoterapi-Dıştan ışınlama,ışın kaynağı ile ışınlanan dokunun arasında mesafe olması anlamını taşır.Radyasyon Onkolojisi uzmanının, hastanın ve hastalığın durumuna göre planladığı tedavinin Co-60 veya Lineer Akseleratör (Linac) cihazları ile, hastaya dışarıdan ve belli bir mesafeden uygulanması esasına dayanır. Verilecek radyasyonun toplam dozu küçük ve eşit dozlara bölünerek, günlük seanslar halinde haftanın 5 günü uygulanır. Tedavi süresi 1 günden 8 haftaya kadar değişebilen uygulamalar mevcuttur. Harici radyoterapide x ışınları veya fotonlar kullanılır. Işınların içerdiği enerji arttıkça, ışın dokunun daha derinlerine nüfuz eder.

Gama Işını ve Kobalt Terapi Sistemleri [değiştir]

Gama ışınları da radyoterapide kullanılan bir foton türüdür. Gama ışınları radyum, uranyum ve kobalt 60 gibi elementler tarafından ayrışma esnasında ışıma olarak yayılmaktadır. X ve gama ışınları kanser hücrelerine aynı şekilde etki yapar. Kobalt Gama Sistemlerinin büyük bir bölümünün yerini günümüzde lineer hızlandırıcı sistemler almıştır. Kobalt sistemleri lineer hızlandırıcı sistemlerde olduğu gibi yüksek enerjili ışınlar uygulayamazlar bu yüzden kanserli hücreleri yok etmede fazla etkili değildirler. Ayrıca lineer hızlandırıcı sistemleri istenildiği takdirde kapatılıp açılabilir iken kobalt sistemlerinde ise bu mümkün değildir.

Radyoterapi Tedavisinin Planlanması [değiştir]

Radyoterapiye başlanmadan önce x ışınları yardımıyla çeşitli filmler çekilir ve hangi açılardan ışınların uygulanması gerektiği hesaplanır. Bu ölçümler bir simülasyon cihazı yardımıyla (tomografi cihazı gibi) yapılır. Bu simülasyon sırasında hastanın radyoterapi uygulanacak bölgesi işaretlenir. Tedavinin doğru bölgeye yapılması amacıyla bazen dövme veya küçük noktalar şeklinde işaretleme yoluna gidilir.

Radyoterapi merkezlerinin artışıyla onkolojistler tedaviyi planlarken bilgisayar destekli modeller kullanmaktadır. Bu bilgisayar destekli planlama tedavinin daha hassas bir şekilde sağlıklı dokulara zarar vermeden gerçekleşmesi açısında önemlidir. Yapılan ölçümler sayesinde ışınların hangi açılardan gönderilmesinin uygun olduğu hesaplanır. Tedavi planlamasında bilgisayar destekli 3 boyutlu modeller kullanılır. Hastanın filmi Tomografi veya MR cihazları vasıtasıyla elde edilir ve bilgisayarlara gönderilerek gerekli incelemeler yapılır.

Radyoterapi Süresince Yaşananlar [değiştir]

1. Hastalar öncelikle üzerlerinde bulunan kıyafet, mücevher vb aksesuarları çıkarmalıdır. Bazı durumlarda hastaya önlük giydirilebilir.
2. Tedaviden maksimum verim elde etmek için hasta cihazın sedyesine doğru bir şekilde yatmalıdır. Mümkün olduğunca hareket etmemesi gereklidir. Hastalar kafalarına takılan her türlü soruyu görevliye sormalıdır.
3. Radyoterapiden önce tümörün yerinin belirlenmesi çeşitli simülasyon cihazları ile sağlanır ve bu sayede ışınların geliş direktifi belirlenmiş olur.
4. Radyoterapi birden çok seansta yapılır. Bu nedenle hastanın vücuduna tedavi noktasını belirlemek amacıyla küçük noktalar işaretlenir veya dövmeler yapılır.
5. Hastanın cihazın sedyesindeki pozisyonu tedavinin hassas olarak yapılması bakımından önemlidir. Hastadan istenen rahat olması ve normal bir şekilde nefes alıp vermesidir. Hasta ayrıca tedavi esnasında istediği takdirde terapist ile konuşabilir.
6. Tedavi 5 ila 15 dakika arası sürer. Işınlar görünmezdir ve hasta tedavi süresince hiçbir şey hissetmez.
7. Tedavi seansı sonunda hasta terapist yardımıyla sedyeden kalkabilir. Hastaların birçoğu seanstan sonra günlük yaşamlarına devam edebilirler.

Harici radyoterapi genellikle hastanelerde ve sağlık merkezlerinde yapılır. Hastalığa göre değişmekle birlikte, radyasyon tedavisi genellikle birkaç hafta süresince ve haftada 5 gün verilir. Tedavi sırasında veya sonrasında hasta radyoaktif değildir.

Dahili radyoterapide ise hasta genelde 1-2 gün hastanede kalır.Implant geçici veya kalıcı olabilir. Hastanede kalınan sürede hastanın radyasyon seviyesi maksimum düzeydedir ve bu nedenle yakınlarıyla görüşmesi uygun değildir. Implant vücuttan alındığında ise radyoaktiflik ortadan kalkar.